Demokratik Çözüm İçin Modern Siyasal Özerklik (Bülent ÖZÇELİK)

Türkiye’de Kürt sorunu çerçevesindeki gelişmeler yeniden çatışmalı bir döneme sahne olurken, sorunun demokratik çözümüne yönelik tartışmalarda önemli bir düşünsel zemin sunacak bir metin Türkçeye çevrildi. Thomas Benedikter’in Modern Özerklik Sistemleri/Dünya Özerklik Örnekleri (Nika Yayınevi, Haziran 2014) kitabı, içeriği bakımından Türkiye’de yürütülecek tartışmalarda önemli bir açığa kapatacak nitelikte.

Uzun yıllar, insan hakları, azınlık hakları, azınlık dilleri, yerli halklar üzerine çalışmalar yapan Benedikter, Modern Özerklik Sistemleri kitabında, yıllara yayılan emeğini, özerklik çalışmaları konusunda temel bir metinde birleştirmiş. Yazarın kitaptaki temel sorunu şöyle ortaya çıkıyor: Etnik, dinsel ya da kültürel azınlıkların bulunduğu ülkelerde, merkezi devletin bütünlük kaygısını ve bu azınlık grupların temel haklarını sağlayarak, bölünme olmadan bir çözüme gidilebilir mi? Benedikter’e göre bu mümkün. Burada vurgulanan temel nokta, çözümün, tüm demokratik süreçleri içeren bir şekilde ilerlemesi ve modern siyasal özerkliğin kurulması.

Kendisine azınlıkların bulunduğu ülkelerdeki kanlı çatışmaların son bulmasını dert edinen Benedikter, özerkliğe dair çalışmasını da bu noktaya yoğunlaştırıyor.  Geçici çözümler sunan ve demokratik süreçlerin gelişmediği çözüm önerilerini ve özerklik benzeri gelişmeleri, sorunların çözümü ve halkların temel haklarını edinmeleri için yeterli bulmayan Benedikter, bunun için kitabının ilk bölümünde geniş bir “siyasal özerklik” girişi yapıyor. Burada, siyasal özerklik kavramının ne olduğu, tarihçesi, temel özerklik biçimleri, yöntem ve temel haklar, kurumlar ve yetkiler üzerine temel bilgiler verilirken, özerkliğin avantajları, özerkliğe itirazlar ve özerkliğin sınırları ile, çağdaş özerklik sistemlerini belirleyen kriterler de yer alıyor. Benedikter, siyasal özerkliği, özel bir içeriğe büründürülmüş, yani belirli bir toplumun başka bir devlete aidiyeti ve hukuki olarak onun egemenliği altında olmasına rağmen, içişlerinde özgürce düzenlemeler yapabilmesi olarak tanımlamaktadır.

İtalya’daki Almanca konuşulan bir özerk bölge olan Güney Tirol’de doğan ve halen orada yaşamaya devam eden Benedikter, işleyen özerklik örnekleri incelemesine de Güney Tirol Özerk Bölgesi’nden başlıyor. Daha sonra, İspanya’daki özerk toplulukları, Büyük Britanya’daki özerkliği, Finlandiya’daki Aland adalarını, Belçika’yı, Ukrayna’yı, ABD’yi, Rusya’yı, Irak’ı, Çin’i ve burada sayamadığımız onlarca örneği, ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Benedikter, ele aldığı örneklerdeki özerkliğin oluşumunu, tarihçesini, özerkliklerin ana hatlarını, özerkliğin gelişmesini sağlayan yöntemleri, özerkliğin o bölgeye olan etkilerini ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Diğer yandan özerklik örneklerinin başarısında ya da başarısızlığındaki nedenler ve özerkliğin korunmasına yönelik adımlar da yine yoğun bir şekilde inceleniyor.

Kitabın ilgi çekecek, bir diğer bölümü de, Tataristan, Porto Riko, Amerika’daki yerli halklar için ayrılmış rezervasyonların ele alındığı “özgün özerklik biçimleri” bölümü. Yazar bu bölümde, Bangladeş ve Pakistan gibi ülkelerdeki “özerklik benzeri teritoryal iktidar paylaşımı düzenlemeleri”ni de işliyor.

Thomas Benedikter, ABD’den Rusya’ya, AB’den Çin’e, Latin Amerika’dan Hindistan’a, dünyanın hemen hemen her yanındaki özerklik anlayışlarını incelediği kitabında, özerkliğin sorunlu yanlarına da halkların barış içinde bir arada yaşaması için taşıdığı potansiyellere de dikkat çekiyor. Benedikter’e göre, aynı bölgeyi paylaşan birbirinden farklı halk topluluklarının yaşadığı özerk sistemlerde, farklı biçimlerdeki yeni ayrımcılıkları engellemek amacıyla, genişletilen yetki alanları, mümkün olan tüm toplumsal aktörlerin temsil edildiği demokratik mekanizmalar aracılığıyla dengede kalır. Özerklik muhafaza edildiği sürece, merkezi devlet ileride sözkonusu olabilecek ayrılma talepleri ile yüz yüze kalmayacağı konusunda kendini daha güvende hissedecektir.

Farklı kıtalardaki, son 60 yılın birçok kanlı, ayrılıkçı savaşından, en azından şiddetli bir çatışmayı siyasî olana dönüştüren, iki taraflı ya da uluslararası anlaşmalara bağlanmış hakiki özerklik sayesinde kaçınılabilirdi. Birçok durumda askerî çatışmalar ya da gerilla savaşları, kurtuluş hareketleri bu tür düzenlemeleri kabul etmeye hazır olsa da, siyasal özerklik öngörülmediği için patlak verdi. Özerklik hakkını da içine alan bir hukuk sistemi ve özerkliği kesin olarak belirlenmiş şartlarla devam ettirme yükümlülüğü, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan çok sayıdaki azınlık sorunlarının barışçıl çözümünün anahtarıdır.

Kitapta, Türkiye, maalesef bir özerklik örneği olarak değil, özerklik düzenlemesi yapılamadığı için çatışmaların devam ettiği bir bölge olarak ele alınıyor. AKP döneminde Kürt sorunu konusunda temel gelişmeler olduğu yönünde iddialar olsa da, AKP döneminde yaşananlar bir bütünlük içinde ele alındığında, halen temel siyasal bir düzenlemenin yapılamadığı, halen çocukların gençlerin ve kadınların sokaklarda öldürüldüğü, sorunun demokratik çözümünden uzak bir dönem yaşanmaktadır. AKP’nin siyasal yörüngesinin temellerini oluşturan, İslam-Türk milliyetçiliği, demokratik özerk bir çözüme uzak bir yapı taşımaktadır. Modern Özerklik Sistemleri kitabı, ülkemiz açısından Kürt sorununun ve diğer kimliklerin kendilerini ifade etmeleri yönündeki sorunların çözümü konusunda, demokratik ve özgürlükçü bir seçeneğin düşünsel izlerini gösteriyor. Yazımızı, yazarın Türkçe baskı için hazırladığı önsözden bir bölümle bitirelim.

“Bu kitap kuramsal kavramları ve var olan tüm özerklik sistemlerinden derlenmiş pratik deneyimleri sergilerken, birçok deneyimde özerkliğin bir özü olduğuna işaret etmeyi amaçlamamaktadır: bir yandan merkezî devlet, merkeziyetçi biçim ve devlet yapısından vazgeçerken, diğer yandan, bir dizi erk ve güvence sağlanan azınlık halkları, ayrılıktan vazgeçer. Dünyanın özerklik sistemlerinin bu sunumu özerkliğin bir tehditten ziyade büyük bir şans olduğu sonucuna varır. Barış, güvenli bir hukukî çerçevede daha fazla demokrasi ve istikrar, komşu devletlerle iyi komşuluk ve özerk bölgede bir arada yaşayan tüm etnik grupların olumlu toplumsal ve iktisadî kalkınması, işleyen özerkliklerin birçoğunun sonucu olageldi. Bu, Türkiye’de neden olanaklı olmasın ki?”

MODERN ÖZERKLİK SİSTEMLERİ, Thomas Benedikter, Çeviri: Kolektif , Nika Yayınevi, 2014.

0 yorum:

Yorum Gönder